-
1 kamış
камы́ш (м) тростни́к (м)* * *1.1) тростни́к, камы́ш2) арго мужско́й член2.тростнико́вый, камышо́выйkamış dam — камышо́вая кры́ша
kamış kalem — тростнико́вое перо́
•• -
2 kalem
ру́чка (ж)* * *1) ру́чка; каранда́шkalem açmak — чини́ть каранда́ш
kalem kâğıt — пи́сьменные канцеля́рские принадле́жности
dolma kalem — автору́чка
kurşun kalem — каранда́ш
kamış kalemi — тростнико́вое перо́
taş kalem — гри́фель
tüy kalemi — гуси́ное перо́
2) резе́ц, долото́3) ки́сточка, то́нкая кисть ( для краски)4) канцеля́рия, бюро́kalem arkadaşı — сослужи́вец, колле́га
kalem odası — канцеля́рия, помеще́ние канцеля́рии
5) письмо́, слог, стильkaleme almak — написа́ть, изложи́в в пи́сьменном ви́де
kaleminden — из-под пера́ ( выйти)
kaleme gelmemek — не поддава́ться описа́нию
kalem gezdirmek — де́лать исправле́ния ( в написанном тексте)
kaleminden kan damlamak — писа́ть проникнове́нно, писа́ть от всего́ се́рдца
kalemi olmak — владе́ть перо́м
kalem oynatmak — а) написа́ть; б) пройти́сь карандашо́м, исправля́ть [текст]
kalem yürütmek — писа́ть, попи́сывать
kuvvetli kalemi var — он превосхо́дно владе́ет перо́м
6) перен. писа́тельedebiyatımızın usta kalemlerinden — оди́н из лу́чших писа́телей в на́шей литерату́ре
7) черено́к8) сорт, видbeş kalem ilâç — пять ви́дов лека́рства; пять разли́чных лека́рств
üç kalem erzak — три ви́да проду́ктов
••- kaleme gelir
- kaleme sarılmak
- kalemiyle yaşamak
См. также в других словарях:
kamış kalem — is., esk. Yazı yazmak için kullanılan ince kamıştan yapılmış kalem Masasında eski biçim hokkalar, kamış kalemler vardı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamış — is., bit. b. 1) Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler (Phragmites australis) Bugünlerin birinde kamışların birbirine sürtünmesinden hasıl olan bir yangın gördü. H. E. Adıvar 2) sf. Bu bitkiden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KALEM — (C.: Aklâm) Kamış. Yazı için ucu inceltilen bir nevi ince ve sert kamış. * Yazı yazmak için kullanılan her türlü âlet. * İfâde. Üslub. * Mâden, taş ve tahta üzerinde oymak için ucu sivri çelik âlet. * İnce boya, fırçası. * Yazı enva ı. * Resim.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAL(E) — f. İnilti, figân. * Kamış kalem. * Kamış düdük. * Şeker kamışı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
makta — is., esk., Ar. maḳṭaˁ 1) Kemikten yapılmış kalem ucunu düzeltmeye yarayan araç Bu tabakta kamış kalem, kalemtıraş, kalemi yarmaya ve ucunu düzeltmeye yarayan kemik makta ... vardır. R. H. Karay 2) ed. Divan edebiyatında gazelin veya kasidenin son … Çağatay Osmanlı Sözlük
KİLK — f. Kalem. Kamış kalem. * Kamıştan ok … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kilk — (F.) [ ﮏﻠﮐ ] kamış kalem … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MİZBER — (C.: Mezâbir) Kamış kalem … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEY — Kamıştan yapılan damaksız düdük. * Kamış kalem. * Mc: Kâmil insan. * Farsçada : Yokluk. (Bak: Nay … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAKLİM — (Kamış, tırnak, kalem gibi şeyleri) yontma, kesme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük